٦١
وَيُنَجِّى اللّهُ الَّذينَ اتَّقَوْا بِمَفَازَتِهِمْ لَايَمَسُّهُمُ السُّوءُ وَلَاهُمْ يَحْزَنُونَ
(61) ve yüneccillahüllezinettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm yahzenun
Selamete ulaşmak için Allah takva sahiplerini kurtarır onlara bir fenalık dokunmaz ve onlar mahzun da olmazlar
(61) But Allah will deliver the righteous to their place of salvation: no evil shall touch them, nor shall they grieve.
1. | ve yuneccî | : ve kurtarır |
2. | allâhu | : Allah |
3. | ellezîne | : onlar |
4. | ittekav | : takva sahibi oldular |
5. | bi mefâzetihim (bi mâ fâzeti-him) | : onların feyz sahibi olmaları sebebiyle |
6. | lâ yemessu-hum | : onlara dokunmaz |
7. | es sûu | : kötülük |
8. | ve lâ hum yahzenûne | : ve onlar mahzun olmazlar |
AÇIKLAMA
“Allah’a yalan uyduranların yüzlerinin, kıyamet günü kapkara kesildiğini görürsün. Kibirlenenler için cehennemde bir yer yok mudur?” Yani Ey Peygamber! Onlara önemli bir şeyi haber ver. O da şudur: Allah’a karşı yalan uydurarak, O’nun ortak, eş ve çocuğu bulunduğunu iddia edenlerin yüzlerinin, bu yalanları ve iftiraları sebebiyle kapkara kesildiğini göreceksin. Bunun sebebi, onları kuşatacak olan sıkıntı, üzüntü ve pişmanlık; gördükleri şiddetli azap ve ilâhi öfkedir.
Cehennemde, Allah’a itaat etmeyip büyüklenenler için bir mesken ve ikamet yeri vardır. Zira onlar hakka boyun eğmeye razı olmamışlardır. Burada geçen “büyüklenme”, sahih bir hadiste de yer aldığı gibi, hakkı inkâr etme ve insanları küçük görme anlamındadır. Bir diğer hadiste de -ki İmam Ahmed ve Tirmizî tarafından, Abdullah b. Amr (r.a) kanalıyla rivayet edilmiştir- Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Büyüklük taslayanlar, kıyamet günü insan suretinde küçük karıncalar gibi haşrolunacaklardır. Zillet onları her yönden kuşatır ve cehennemde (Bûles denilen) bir zindana kapatılırlar…”
“Allah şirkten ve isyandan sakınanları başarıları sayesinde kurtarır; onlara kötülük dokunmaz ve onlar üzülmezler.” Yalanlayıcı müşriklerin durumuna mukabil, yukarıda değinilen ikinci grubun durumu ise budur. Buna göre Allah Tealâ, şirkten ve Allah’a isyandan sakınanları cehennem azabından koruyacak ve onları, başarılarıyla kurtaracaktır. Yani kıyamet günü onları, cehennemden kurtulmaları ve cenneti elde etme başarılarıyla kurtaracak; onlardan hüznü giderecektir. Onlar, her türlü korkudan güvenliktedirler.