66

٦٦

فَاِنَّهُمْ لَاكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُنَ مِنْهَاالْبُطُونَ

(66) fe innehüm le akilune minha fe maliune minhel butün
Muhakkak onlar bundan yiyecekler. dolduracaklar karınlarını bundan

(66) Truly they will eat thereof and fill their bellies therewith.

1. fe : artık, böylece
2. inne-hum : muhakkak onlar
3. le : elbette, mutlaka
4. âkilûne : yiyenler, yiyecek olanlar
5. min-hâ : ondan
6. fe : o zaman, böylece
7. mâliûne : dolduranlar, dolduracak olanlar
8. min hâ : ondan
9. el butûni : karınlar


SEBEB-İ NÜZUL
Daha önce “Sana göstermiş olduğumuz rüyayı sadece insanlar için bir imtihan kıldık.” âyet-i kerimesinin (İsrâ, 17/60) nüzûl sebebinde de geçtiği üzere İbn Abbâs’tan rivayette o şöyle diyor: Allah Tealâ Kur’ân-ı Kerim’de Zakkum’u zikredip Kureyş’ten olan bu kabile onunla korkutulunca Ebu Cehil: “İbn Ebî Kebşe (yani Hz. Muhammed) beni Zakkum ağacı ile mi korkutuyor?” deyip hurma ve tereyağı istedi, sonra onları birbirine katıp yemeye başladı ve: “İşte o Allah’ın beni zakkumlandırdı.” dedi de bunun üzerine Allah Tealâ? “Sana göstermiş olduğumuz rüyayı sadece insanlar için bir imtihan kıldık.” (İsrâ, 17/60) âyet-i kerimesi ile bu “Ki tomurcukları şeytanların başları gibidir.” âyet-i kerimesini indirdi.

Katâde’den rivayette o da şöyle demiştir: Kur’ân-ı Kerim’de “Zakkum ağacı” zikredilince dalâlet ehlinden bazıları onunla fitneye düştü ve: “Arkadaşınız size ateşte bir ağaç olduğunu haber veriyor. Bu nasıl olabilir ki ateş ağacı yer, onu yakar.” dediler de Allah Tealâ “O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır.” âyet-i kerimesini indirdi.