١٤
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا اَحْضَرَتْ
(14) ‘alimet nefsun ma ahdaret
Her nefis bilir ne hazırlanmışsa (onu)
(14) (Then) shall each soul know what it has put forward.
1. | alimet | : bilip öğrendi |
2. | nefsun | : nefs |
3. | mâ | : ne |
4. | ahdaret | : hazırladı |
عَلِمَتْbilirنَفْسٌ nefisمَا أَحْضَرَتْneyi getirdiğini
AÇIKLAMA
Bunlar, insanlar büyüklüğünü görsünler ve ondan korksunlar diye anlatılan kıyametin vasıfları ve dehşet olaylarıdır:
“Güneş durulduğu zaman, yıldızlar düştüğü zaman, dağlar yürütüldüğü zaman.” Sarığın sarıldığı ve elbisenin üstüste katlandığı gibi güneş dürülüp katlandığı ve atıldığı, âlemin harap olacağının ilanı için ışığı giderildiği zaman Allah Tealâ’nın buyurduğu gibi yıldızların da söndüğü düşüp dağıldığı zaman, “Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman” (İnfitar, 82/2); yer sallanınca dağlar yerden koparılıp havada yüzdürüldüğü zaman “Dağlar yürütülüp bir serap haline gelmiştir.” (Nebe, 78/20), “O gün ki biz dağları yürüteceğiz ve sen yeri bir çöl göreceksin.” (Kehf, 16/47)
“Gebe develer salıverildiği zaman, vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman, denizler ateşlendiği zaman” Arapların en nefis ve en değerli varlığı olan hamile develerin, durumun vehameti ve korkunun çokluğundan dolayı çobansız salıverildiği zaman. Onların haşrı ölüp helak olmalarıdır da denmiştir. Denizler, birbirine katılıp tek şey olduktan sonra, volkanlar ve zelzelelerle tutuşturulup lavlanmış ateşe döndüğü zaman: “Denizler fışkırtıldığı zaman.” (İnfitar,82/3) “Dolan denize” (Tûr, 52/6) O zaman denizler ve yer, hararet ve yakmanın doruğunda tek şey haline gelirler.
Übey b. Ka’b (r.a.) dedi ki: Kıyamet gününden önce altı alâmet vardır: İnsanlar çarşılarında (günlük işlerini yaparlarken) iken güneşin ışığı gidecek. Onlar bu durumda iken dağlar yere serilecek, hareketlenecek, karışıp dağılacak, cinler insanlara insanlar cinlere sığınacak. Hayvanlar, kuşlar, birbirine girecekler. İbni Abbas Allah Tealâ’nın “güneş durulduğu zaman…” ayetleri hakkında dedi ki: On iki durum vardır. Altısı dünyada altısı da ahirette. İlk altısını Übey b. Ka’b’ın sözünde açıkladık. Diğer altısı da, aşağıdadır. Bu nedenle Allah Tealâ dirilişten sonra olacakları zikretmiştir:
“Ruhlar çiftleştiği zaman, diri diri gömülen kızın hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman.” Ahiretteki yaratılışta ruhlar cesetlerle birleştirildiği zaman. Bazı Arap kabilelerinin yaptığı gibi utanma ve fakirlik korkusu ile diri diri gömülen kız çocuğuna bu işi yapanın şiddetle azarlandığı zaman; kıyamet gününde katiline tehdit olsun diye ona hangi suçtan dolayı gömüldüğü sorulur. Zira mazluma soru sorulursa, zalimin hali nicedir? İbni Abbas: “sorulduğu zaman” ifadesini, kız gömülme sebebini sorduğu zaman, şeklinde açıklanmıştır.
Gömülene sorulan bu soru, onu yapanlara yönelik bir kınamadır. Çünkü soru bu işi onlara yapanlarına döner.
İmam Ahmed, Hansa b. Muaviye es-Sarimiye’den, o da amcasından rivayet etti: Dedi ki: Ya Rasulallah! Kim cennettedir, dedim. Buyurdu ki: “Peygamber cennettedir, şehid cennettedir, doğan cennettedir, gömülen cennettedir. “
“Defterler açılıp yayıldığı zaman, Gök koparıldığı zaman” Hesap yerinde amel sahifeleri açılıp yayıldığı zaman, her insan sahifesini sağından veya solundan alır. Gök de yarılıp giderilince varlığı kalmaz.
“O alevli ateş daha ziyade kızıştırıldığı zaman, cehennem yaklaştırıldığı zaman.” Allah’ın düşmanları için cehennem tam tutuşturulduğu zaman. “Onun yakıtı insanlar ve taşlardır.” (Bakara, 2/24) Cennet de takva sahibi müminlere yakın hale getirildiği zaman “Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır.” (Kâf, 50/31).
“İnsan ne hazırlamışsa bilecektir.” Surenin başındaki cümle ve ona atfedilenlerin cevabıdır. Yani geçen olaylar meydana gelip bu işler olduğu zaman, her nefis, sahifeler açıldığında ne hazırladığını ve hayırdan şerden ne yaptığını bilir: “O gün ki herkes ne hayır işlediyse karşısında hazırlanmış bulacak, ne kötülük yaptıysa onunla kendi arasında uzak bir mesafe olmasını arzu edecek.” (Ali İmran, 3/30), “O gün insana önden yolladığı ve geri bıraktığı haber verilir.” (Kıyamet, 75/13), Surenin başından buraya kadar olan ayetler şart, “İnsan ne hazırlamışsa bilecektir.” ayeti de cevaptır. Hasan-ı Basri: Bu ona yemin ve cevaptır, dedi. Kurtubi ise: Birinci görüş daha doğrudur, dedi.