1


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحيمِ

١

قَدْ سَمِعَ اللّهُ قَوْلَ الَّتى تُجَادِلُكَ فى زَوْجِهَا وَتَشْتَكى اِلَى اللّهِ وَاللّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا اِنَّ اللّهَ سَميعٌ بَصيرٌ

(1) kad semi’allahu kavlelletiy tucadiluke fiy zevciha ve teştekiy ilellahi vallahu yesme’u tehavurekuma innallahe semiy’un basiyrun
Allah kesinlikle işitti kadının sözünü seninle mücadele eden kocası hakkında Allah’a şikayette bulunan Allah dinliyordu konuşmanızı çünkü Allah İşiten, Görendir

(1) Allah has indeed heard (and accepted) the statement of the woman who pleads with thee concerning her husband and carries her complaint (in prayer) to Allah: and Allah (always) hears the arguments between both sides among you: for Allah hears and sees (all things).

1. kad : olmuştu
2. semia : işitti
3. allâhu : Allah
4. kavle elletî : o söz ki
5. tucâdilu-ke : seninle mücâdele eden tartışan
6. : konusunda, hakkında
7. zevci-hâ : onun eşi, kocası
8. ve teştekî : ve şikâyet eden
9. ilâ allâhi : Allah’a
10. ve allâhu : ve Allah
11. yesmeu : işitir
12. tehâvure-kumâ : siz ikinizin karşılıklı konuşması
13. inne allâhe : muhakkak ki Allah
14. semîun : en iyi işitendir
15. basîrun : en iyi görendir

قَدْ elbetteسَمِعَ duyduاللَّهُ Allahقَوْلَ sözünüالَّتِي تُجَادِلُكَseninle tartışanفِي زَوْجِهَاeşi hakkındaوَتَشْتَكِيve şikayette bulunanınإِلَى اللَّهِAllah’aوَاللَّهُAllahيَسْمَعُ duyuyorduتَحَاوُرَكُمَاkonuşmanızı.إِنَّ şüphesizاللَّهَ Allahسَمِيعٌ Semî’dirبَصِيرٌ Basîr’dir


SEBEB-İ NÜZUL

Medine-i Münevvere’de ve Münâfigûn Sûresinden sonra nazil olmuştur.

Cumhur kavlinde Sûrenin tamamı medenî’dir. Ancak Atâ’dan gelen bir rivayette ilk on âyetinin medenî, kalanının ise mekkî olduğu belirtilmektedir.

Kelbî ise “Bilmez misin ki Allah göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Üç kişinin gizlice konuştuğu yerde dördüncü mutlaka O’dur…” (âyet: 7) âyetinin Mekke’de, kalan bütün âyetlerinin ise Medine’de nazil olduğunu söylemiştir. Bu son görüş İbnu’s-Sâib’den de rivayet edilmiştir