٩٠
وَقَالَ الْمَلَاُ الَّذينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِه لَءِنِ اتَّبَعْتُمْ شُعَيْبًا اِنَّكُمْ اِذًا لَخَاسِرُونَ
(90) ve kale l meleüllezine keferu min kavmihi le initteba’tüm şüayben inneküm izel le hasirun
ve dedi onun kavminden kafirlerin ileri gelenleri eğer şuayb’a tabi olursanız şüphesiz sizler o zaman ziyana gidenlerden olacaksınız
(90) The leaders, the Unbelievers among his people, said: if ye follow Shu’aib, be sure then ye are ruined.
1. | ve kâle | : dedi (dediler) |
2. | el meleu | : ileri gelenler |
3. | ellezîne | : o kimseler ki |
4. | keferû | : inkâr ettiler, kâfirler |
5. | min kavmi-hî | : onun kavminden |
6. | le in itteba’tum | : eğer tâbî olursanız |
7. | şuayben | : Şuayb’a |
8. | inne-kum | : muhakkak siz |
9. | izen | : o taktirde, o zaman |
10. | le hâsirûne | : mutlaka hüsrana uğrayan kimseler |
وَقَالَ dediler kiالْمَلَأُ ileri gelenlerindenالَّذِينَ كَفَرُوا küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlerمِنْ قَوْمِهِ kavmininلَئِنْ اتَّبَعْتُمْandolsun uyarsanızشُعَيْبًا Şuayb’aإِنَّكُمْ mutlaka olursunuzإِذًا لَخَاسِرُونَ hüsrana uğrayanlardan