10

١٠

اِذْ جَاؤُكُمْ مِنْ فَوْقِكُمْ وَمِنْ اَسْفَلَ مِنْكُمْ وَاِذْ زَاغَتِ الْاَبْصَارُ وَبَلَغَتِ الْقُلُوبُ الْحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِاللّهِ الظُّنُونَا

(10) iz cauküm min fevkiküm ve min esfele minküm ve iz zağatil ebsaru ve beleğatil kulubül hanacira ve tezunnune billahiz zununa
O zaman onlar gelmişlerdi hem üstünüzden hem de alt tarafınızdan size o zaman gözler kaymış yürekler gırtlağa dayanmıştı Allah’a türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz

(10) Behold they came on you from above you and from below you, and behold, the eyes became dim and the hearts gaped up to the throats, and ye imagined various (vain) thoughts about Allah.

1. iz câû-kum : size gelmişlerdi
2. min fevkı-kum : sizin üzerinizden, yukarıdan
3. ve min esfele : ve aşağıdan
4. min-kum : sizden
5. ve iz zâgati : ve yıldığı zaman
6. el ebsâru : gözler
7. ve belegati : ve ulaştı
8. el kulûbu : kalpler
9. el hanâcire : hançereler, boğazlar, gırtlaklar
10. ve tezunnûne : ve zanda bulunuyorsunuz
11. bi allâhi : Allah’a
12. ez zunûnen : zanlar