٥٨
وَمَا يَسْتَوِى الْاَعْمى وَالْبَصيرُ وَالَّذينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَلَا الْمُسىءُ قَليلًا مَاتَتَذَكَّرُونَ
(58) ve ma yestevil a’ma vel besiyru vellezine amenu ve amilus salihati ve lel müsi’ kalilem ma tetezekkerun
Görmeyen ile gören bir olur mu? iman edip salih amel işleyenler ile kötülük yapan (bir olur mu?) siz çok az düşünüyorsunuz
(58) Not equal are the blind and those who (clearly) see: not are (equal) those who believe and work deeds of righteousness, and those who do evil. Little do ye learn by admonition!
1. | ve | : ve |
2. | mâ | : değil |
3. | yestevî | : müsavi, eşit, bir |
4. | el a’mâ | : âmâ, kör |
5. | ve | : ve |
6. | el basîru | : gören |
7. | ve ellezîne âmenû | : ve âmenû olanlar |
8. | ve | : ve |
9. | amilû | : yaptılar, işlediler |
10. | es sâlihâti | : salih ameller, nefs tezkiyesi |
11. | ve lâ | : ve değil |
12. | el musîu | : kötülük yapan |
13. | kalîlen mâ | : ne kadar az |
14. | tetezekkerûne | : tezekkür ediyorsunuz |