8

٨

لَا يَنْهيكُمُ اللّهُ عَنِ الَّذينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْ فِى الدّينِ وَلَمْ يُخْرِجُوكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ اَنْ تَبَرُّوهُمْ وَتُقْسِطُوا اِلَيْهِمْ اِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُقْسِطينَ

(8) la yenhakumullahu anilleziyne lem yukatilukum fiyddiyni ve lem yuhricu kum min diyarikum en teberruhum ve tuksitu ileyhim innallahe yuhibbulmuksitiyne
Allah sizi men etmez o kimselerden sizinle savaşmamış din hususunda ve çıkarmamış sizi yurtlarınızdan iyilik etmenizi, ve onlara adaletli davranmanızı şüphesiz Allah adaletli davrananları sever

(8) Allah forbids you not, with regard to those who fight you not for (your) Faith nor drive you out of your homes, from dealing kindly and justly with them: for Allah loveth those who are just.

1. lâ yenhâ-kum(u) : sizi nehyetmez, yasaklamaz
2. allâhu : Allah
3. an ellezîne : o kimselerden, onlardan
4. lem yukâtilû-kum : sizinle savaşmadılar
5. fî ed dîni : dînde, dîn hakkında
6. ve lem yuhricû-kum : ve sizi çıkarmadılar
7. min diyâri-kum : diyarlarınızdan, yurtlarınızdan
8. en teberrû-hum : onlara iyilik yapmanız
9. ve tuksitû : ve adaletli davranmanız
10. ileyhim : onlara
11. inne : muhakkak
12. allâhe : Allah
13. yuhibbu : sever
14. el muksitîne : adaletli olanlar, adaletle davrananlar

لَا يَنْهَاكُمْyasaklamaz sizeاللَّهُ Allahعَنْ الَّذِينَ لَمْ يُقَاتِلُوكُمْsizinle savaşmayanlaraفِي الدِّينِdin konusundaوَلَمْ يُخْرِجُوكُمْsizi çıkarmayanlaraمِنْ دِيَارِكُمْyurtlarınızdanأَنْ تَبَرُّوهُمْiyilik yapmanızıوَتُقْسِطُواve adaletli davranmanızıإِلَيْهِمْonlaraإِنَّçünküاللَّهَ Allahيُحِبُّ severالْمُقْسِطِينَadaletli davrananları


SEBEB-İ NÜZUL

a)Humeydî’nin… Ebu Bekir’in kızı Esmâ’dan rivayetinde o şöyle anlatıyor: Annem, Kureyş’in Hz. Peygamber (sa)’le yapmış olduğu muahede döneminde beni arzu ederek bana gelmişti. Ona sıla-i rahimde bulunup bulunamıyacağımı ve annemi bu durumda kabul edip edemiyeceğimi Allah’ın Rasûlü (sa)’ne sor­dum da “Evet, kabul edebilirsin.” buyurdu. (Râvilerden) Süfyân der ki: Esmâ’nın annesi hakkında: “Allah, sizinle savaşmamış olanlardan Allah sizi nehyetmez…” âyeti nazil oldu.

Bu hadis İmam Ahmed’in Musned’inde şöyle tahric edilmiştir: Abdullah kanalıyla Abdullah ibn Zubeyr’den rivayete göre Esma bint Ebî Bekir’in müşrik olan annesi Kuteyle bint Abdu’l-Uzzâ ibn Abdi Es’ad, kızı Esmâ’ya gelmiş, ona peynir, yağ gibi bazı hediyeler getirmişti. Kızı Esma onun hediyelerini kabul etmediği gibi eve de almamıştı. Aişe bu durumu Hz. Peygamber (sa)’e sordu da Allah Tealâ: “Sizinle din hususunda savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkar­mamış olanlara iyilikten ve onlara adaletle muamele etmenizden Allah sizi men etmez…” âyetini indirdi ve Allah’ın Rasûlü (sa), ona, annesinin hediyelerini ka­bul etmesini ve evine girmesine izin vermesini emretti

Ebu Davud et-Tayâlisi”nin kendi senediyle Abdullah ibn Zubeyr’den, onun da babasından rivayeti biraz daha detaylı olup buna göre Hz. Ebu Bekir’in cahiliye devrinde boşadığı, kızı Esmâ’nın annesi olan Kuteyle adındaki eşi, Hz. Peygamber’le Mekke müşrikleri arasında yapılan barış antlaşması sırasında Medine-i Münevvere’ye kızı Esmâ’ya gelmiş ona bir küpe ve daha başka hedi­yeler getirmiş. Esma, müşrik birisinden annesi bile olsa hediye almaktan hoşlanmayıp bunun hükmünü sormak üzere Efendimiz (sa)’e gelmiş, durumu an­latmış, bunu üzerine Allah Tealâ “Sizinle din hususunda savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilikten ve onlara adaletle muamele etme­nizden Allah sizi men etmez…” âyetini indirmiştir.

b) Îbn Abbâs der ki: Bu âyet-i kerime Huzâ’a ve Müdlic oğulları hakkında nazil olmuştur. Onlar, Hz. Peygamber (sa) ile onunla savaşmamak ve onun aleyhine başkalarına yardım etmemek üzere antlaşma yapmışlardı