18

    RevelationCuzPageSurah
    111 26512Fath(48)

١٨

لَقَدْ رَضِىَ اللّهُ عَنِ الْمُؤْمِنينَ اِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فى قُلُوبِهِمْ فَاَنْزَلَ السَّكينَةَ عَلَيْهِمْ وَاَثَابَهُمْ فَتْحًا قَريبًا

(18) le kad radiyallahü anil mü’minine iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fi kulubihim fe enzeles sekinete aleyhim ve esabehüm fethan kariba
Kesinlikle Allah o mü’minlerden razı oldu sana biat ettikleri zaman o ağacın altında onların kalplerindeki samimiyeti bildi üzerine huzur ve sükunet indirdi ve kendilerine bahşetti yakın bir fetih

(18) Allah’s Good Pleasure was on the Believers when they swore Fealty to thee under the Tree: He knew what was in their hearts, and He sent down Tranquillity to them and He rewarded them with a speedy Victory

1. lekad : andolsun
2. radiye allâhu : Allah razı oldu
3. an el mû’minîne : mü’minlerden
4. iz : olduğu zaman
5. yubâyiûne-ke : sana biat ederler, tâbî olurlar
6. tahte : altında
7. eş şecereti : ağaç
8. fe : o zaman, böylece, oysa, ve de
9. alime : bildi (biliyordu)
10. : şeyi
11. : içinde, de
12. kulûbi-him : onların kalpleri
13. fe : böylece, bunun üzerine
14. enzele : indirdi
15. es sekînete : sekînet, güven duygusu, huzur
16. aleyhim : onların üzerine
17. ve esâbe-hum : ve onlara isabet ettirdi, verdi, nasip etti
18. fethan : fetih, zafer
19. karîben : yakın, yakın olan

لَقَدْ andolsunرَضِيَ razı olmuşturاللَّهُ Allahعَنْ الْمُؤْمِنِينَmü’minlerdenإِذْ يُبَايِعُونَكَ sana biat ederlerkenتَحْتَ altındaالشَّجَرَةِ o ağacınفَعَلِمَ bilmişمَا فِي قُلُوبِهِمْ kalplerinde olanıفَأَنْزَلَ ve böylece indirmişالسَّكِينَةَ güven duygusu ve huzurعَلَيْهِمْ üzerlerineوَأَثَابَهُمْ ve onları mükafatlandırmıştırفَتْحًا bir fetih ileقَرِيبًا yakın


SEBEB-İ NÜZUL

İbn Ebî Hâtim’in Seleme ibnu’l-Ekva’dan rivayetinde o şöyle anlatıyor: (Hudeybiye’de) bizler öğle uykusunda iken bir de baktık Rasûlullah’ın münâdisi “Ey insanlar bîat etmeye, ey insanlar bîat etmeye! Rûhu’l-Kuds (Cibrîl) indi” diye sesleniyor. Hemen bir semüra ağacı altındaki Rasûlullah (sa)’a gittik ve bîat ettik. İşte bunun üzerine Allah Tealâ: “Andolsun ki sana o ağacın altında bîat ederlerken Allah o mü’minlerden hoşnut olmuştur…” âyet-i kerimesini indirdi.