٤٥
وَلَقَدْ اتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِىَ بَيْنَهُمْ وَاِنَّهُمْ لَفى شَكٍّ مِنْهُ مُريبٍ
(45) ve le kad ateyna musel kitabe fahtülife fih ve lev la kelimetün sebekat mir rabbike le kudiye beynehüm ve innehüm lefi şekkim minhü mürib
Yemin olsun biz verdik musa’ya kitabı ondan ihtilaf edildi eğer bir hüküm geçmiş olmasaydı Rabbinden aralarında hüküm verilmiş ve bitmişti elbette ki onlar ondan şüphe içindedirler
(45) We certainly gave Moses the Book aforetime: but disputes arose therein. Had it not been for a Word that went forth before from thy Lord, (their differences) would have been settled between them: but they remained in suspicious disquieting doubt thereon.
1. | ve lekad | : ve andolsun |
2. | âteynâ | : biz verdik |
3. | mûsâ | : Musa |
4. | el kitâbe | : kitap |
5. | fe | : fakat |
6. | ihtulife | : ihtilâf ettiler, anlaşmazlığa düştüler |
7. | fî-hi | : onda, onun hakkında |
8. | ve lev lâ | : ve olmasaydı |
9. | kelimetun | : söz |
10. | sebekat | : geçti |
11. | min | : den |
12. | rabbi-ke | : senin Rabbin |
13. | le | : elbette, mutlaka |
14. | kudiye | : yerine getirildi, bitirildi |
15. | beyne-hum | : onların arasında |
16. | ve inne-hum | : ve muhakkak ki onlar |
17. | le | : elbette, mutlaka |
18. | fî | : içinde |
19. | şekkin | : şek, şüphe |
20. | min-hu | : ondan |
21. | murîbin | : şüphe içinde olan |