٣٨
وَلَقَدْ صَبَّحَهُمْ بُكْرَةً عَذَابٌ مُسْتَقِرٌّ
(38) velekad sabbehahum bukraten azabum mustekirrün
Yemin olsun, onları yakaladı sabah zamanı sonuca varacak azap
(38) seized them: Early on the morrow an abiding Punishment
1. | ve lekad | : ve andolsun |
2. | sabbeha-hum | : onlara bir sabah vakti ….. oldu |
3. | bukreten | : erkenden |
4. | azâbun | : bir azap |
5. | mustekırrun | : istikrarlı, devamlı |
وَلَقَدْ andolsunصَبَّحَهُمْonları bastırdıبُكْرَةً sabahleyin erkendenعَذَابٌ bir azabمُسْتَقِرٌّ<yerini bulmuş ve geri çevrilemez