١٤٢
اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ وَلَمَّا يَعْلَمِ اللّهُ الَّذينَ جَاهَدُوا مِنْكُمْ وَيَعْلَمَ الصَّابِرينَ
(142) em hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ya’lemillahüllezine cahedu minküm ve ya’lemes sabirin
yoksa siz cennete gireceğinizi mi sandınız Allah içinden cihat edenleri bilip belli etmeden sabırlıları bilip
(142) Did ye think that ye would enter heaven without Allah testing those of you who fought hard (in his cause) and remained steadfast?
1. | em hasibtum | : yoksa siz zannediyor musunuz |
2. | en tedhulû | : girmenizi |
3. | el cennete | : cennete |
4. | ve lemmâ | : ve ancak, dışında, …olmadıkça |
5. | ya’lemi allâhu | : Allah’ın bilmesi, belli etmesi |
6. | ellezîne | : onlar |
7. | câhedû | : cihad ettiler |
8. | min-kum | : ve sizden, içinizden |
9. | ve ya’leme | : ve bilir, belli eder |
10. | es sâbirîne | : sabredenler |
أَمْ yoksaحَسِبْتُمْ mi sandınızأَنْ تَدْخُلُواgirebileceğiniziالْجَنَّةَ Cenneteوَلَمَّا يَعْلَمْ bilmedenاللَّهُ Allahالَّذِينَ جَاهَدُوا cihad edenleriمِنْكُمْ içinizdenوَيَعْلَمَ ve bilmedenالصَّابِرِينَsabredenleri