٥٦
ثُمَّ بَعَثْنَاكُمْ مِنْ بَعْدِ مَوْتِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
(56) Sümme beasnaküm mim ba’di mevtiküm lealleküm teşkürun
Sonra sizi biz dirilttik sizler öldükten sonra olur ki sizler şükür edersiniz
(56) Then We raised you up after your death: ye had the chance to be grateful.
1. | ve iz | : ve olmuştu, olduğu zaman |
2. | kultum | : siz dediniz |
3. | yâ | : ya, ey |
4. | mûsâ | : Musa |
5. | len nu’mine | : biz asla inanmayız |
6. | leke | : sana |
7. | hattâ | : olana kadar, olmadıkça |
8. | nerâ | : biz görürüz |
9. | allâhe | : Allah |
10. | cehreten | : açıkça |
11. | fe | : o zaman, bunun üzerine |
12. | ehazet-kum(u) | : sizi aldı, yakaladı |
13. | es sâikatu | : yıldırım |
14. | ve entum | : ve siz |
15. | tenzurûne | : bakıyorsunuz, görüyorsunuz |
ثُمَّsonraبَعَثْنَاكُمْsizi dirilttik مِنْ بَعْدِardındanمَوْتِكُمْölümünüzünلَعَلَّكُمْbelki تَشْكُرُونَşükredersiniz diye