٢٥
اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ
(25) iz dehalu aleyhi fekalu selama kale selam kavmum munkerun
O zaman (ibrahim’in) yanına girmişler hemen selam vermişlerdi (ibrahim de) selam olsun dedi tanınmamış bir kavim (demişti)
(25) Behold, they entered his presence, and said: Peace! He said, Peace! (And thought, These seem) unusual people.
1. | iz dehalû | : girdikleri zaman |
2. | aleyhi | : ona, onun yanına |
3. | fe | : o zaman, olunca |
4. | kâlû | : dediler |
5. | selâmen | : selâm, selâm olsun |
6. | kâle | : dedi |
7. | selâmun | : selâm, selâm olsun |
8. | kavmun | : kavim, topluluk |
9. | munkerûne | : yabancılar (tanınması inkâr olunanlar, tanınmayanlar) |