183

١٨٣

وَاُمْلى لَهُمْ اِنَّ كَيْدى مَتينٌ

(183) ve ümli lehüm inne keydi metin

mühlet verilir onlara benim keydim pek çetindir

(183) Respite will I grant unto them: for my scheme is strong (and unfailing).

1. ve umlî : ve uzatırım, mühlet veriyorum
2. lehum : onlara
3. inne : muhakkak
4. keydî : benim tuzağım (hilem)
5. metînun : çok çetin, çok kuvvetli, zordur

وَأُمْلِي ben mühlet veriyorumلَهُمْ onlaraإِنَّ muhakkak kiكَيْدِي benim düzenimمَتِينٌ sağlamdır


SEBEB-İ NÜZUL
Bazı müfessirler bu âyet-i kerimelerin, Allah’ın önce kendilerine mühlet verip daha sonra Bedr Gazvesinde yakalayıverdiği (ve orada öldürülen) Kur eyş müşrikleri hakkında indiğini kaydetmişlerdir