63

٦٣

بَلْ قُلُوبُهُمْ فى غَمْرَةٍ مِنْ هذَا وَلَهُمْ اَعْمَالٌ مِنْ دُونِ ذلِكَ هُمْ لَهَا عَامِلُونَ

(63) bel kulubühüm fi ğamratim min haza ve lehüm a’malüm min duni zalike hüm leha amilun
Hayır! onların kalpleri bunda bir şaşkınlıktadırlar onların (kötü) amelleri (var) işte böylece onun için çabalarlar

(63) But their hearts are in confused ignorance of this and there are, besides that, deeds of theirs, which they will (continue) to do,

1. bel : bilâkis, hayır
2. kulûbu-hum : onların kalpleri
3. fî gamratin : gaflette, dalâlette
4. min hâzâ : bundan
5. ve lehum : ve onların (vardır)
6. a’mâlun : ameller
7. min dûni zâlike : bundan başka
8. hum : onlar
9. lehâ : onun
10. âmilûne : amel edenler, yapanlar