١٨
وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِه وَهُوَ الْحَكيمُ الْخَبيرُ
(18) ve hüvel kahiru fevka ibadih ve hüvel hakimül habir
onun kahrı kullarının üstündedir o hikmet sahibi haberdardır
(18) He is the irresistible, (watching) from above over his worshippers and he is the wise, acquainted with all things.
1. | ve huve | : ve O |
2. | el kâhiru | : kahhar, kahredici, yegâne gâlip |
3. | fevka | : üstünde |
4. | ıbâdi-hî | : onun kulları |
5. | ve huve | : ve o |
6. | el hakîmu | : hakimdir, hükmün ve hikmet sahibidir |
7. | el habîru | : haberdar olan |
وَهُوَ Oالْقَاهِرُ kahir olandırفَوْقَ üzerindeعِبَادِهِ kullarıوَهُوَ şüphesiz Oالْحَكِيمُ Hakîm’dirالْخَبِيرُ Habîr’dir