70

٧٠

قَالَ فَاِنِ اتَّبَعْتَنى فَلَا تَسَْلْنى عَنْ شَىْءٍ حَتّى اُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا

(70) kale fe initteba’teni fe la tes’elni an şey’in hatta uhdise leke minhü zikra

dedi ki eğer bana tâbi olacaksan artık bana hiçbir şey sorma hatta bir şey anlatmadıkça o konuda ben sana bir söz

(70) The other said: if then thou wouldst follow me, ask me no questions about anything until I myself speak to thee concerning it.

1. kâle : dedi
2. fe : o taktirde
3. in itteba’te-nî : eğer bana tâbî olursan
4. fe lâ tes’el-nî : bana soru sorma
5. an şey’in : bir şeyden
6. hattâ : oluncaya kadar, olmadıkça
7. uhdise
(hadese)
: ben bahsederim
: (bahsetti, anlattı)
8. leke : sana
9. min-hu : ondan
10. zikren : zikir, öğüt, kıssa, haber