16

١٦

اِتَّخَذُوا اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَبيلِ اللّهِ فَلَهُمْ عَذَابٌ مُهينٌ

(16) ittehazü eymanehüm cunneten fe saddü an sebilillahi felehüm azabun muhin
Yeminlerini bir kalkan yaptılar Allah’ın yolundan çevirdiler onlar için alçaltıcı azap var

(16) They have made their oaths a screen (for their misdeeds): thus they obstruct (men) from the Path of Allah: therefore shall they have a humiliating Penalty.

1. ittehazû : edindiler
2. eymâne-hum : kendi yeminlerini
3. cunneten : siper olarak, siper
4. fe : artık, sonra, böylece
5. saddû an : men ettiler
6. sebîli allâhi : Allah’ın yolundan
7. fe : artık, sonra, böylece
8. lehum : onlar için vardır
9. azâbun muhînun : alçaltıcı, rüsva edici azap

اتَّخَذُواedindiler deأَيْمَانَهُمْyeminleriniجُنَّةً kalkanفَصَدُّوا alıkoydularعَنْ سَبِيلِyolundanاللَّهِ Allahفَلَهُمْ bu nedenle onlaraعَذَابٌ bir azab vardırمُهِينٌ alçaltıcı