١٢١
اُولءِكَ مَاْويهُمْ جَهَنَّمُ وَلَايَجِدُونَ عَنْهَا مَحيصًا
(121) ülaike me’vahüm cehennemü ve la yecidune anha mehısa
onların varacakları yer cehennemdir bulamazlar ondan kurtulmak için (bir çare)
(121) They (his dupes) will have their dwelling in Hell, and from it they will find no way of escape.
1. | ulâike | : işte onlar |
2. | me’vâ-hum | : onların sığınacağı, barınacağı yer |
3. | cehennemu | : cehennem |
4. | ve | : ve |
5. | lâ yecidûne | : bulamazlar |
6. | an-hâ | : ondan |
7. | mahîsan | : kaçış, kaçamak, kaçış yeri |
أُوْلَئِكَ işte onlar var yaمَأْوَاهُمْ onların varacakları yerجَهَنَّمُ cehennemdirوَلَا يَجِدُونَ bulamazlarعَنْهَا ondanمَحِيصًاkaçacak bir yer de