59

٥٩

فَاِنَّ لِلَّذينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ اَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ

(59) fe inne lillezine zalemu zenubem misle zenubi ashabihim fe la yesta’cilun
Hiç şüphe yok ki zulüm edenlere arkadaşlarının günah payı kadar bir pay (vardır) şimdi acele etmesinler

(59) For the wrongdoers, their portion is like unto the portion of their fellows (of earlier generations): then let them not ask Me to hasten (that portion)!

1. fe inne : işte, artık gerçekten
2. li ellezîne : o kimseler için
3. zalemû : zulmettiler
4. zenûben : günah, azap, nasip
5. misle : misli, benzer, gibi
6. zenûbi : günah, azap, nasip
7. ashâbi-him : onların arkadaşları
8. fe : işte, artık
9. lâ yesta’cilû-ni : benden acele istemesinler

فَإِنَّartık gerçektenلِلَّذِينَ ظَلَمُواzulmedenler içinذَنُوبًا bir günah vardırمِثْلَ benzerذَنُوبِ günahlarınaأَصْحَابِهِمْarkadaşlarınınفَلَا يَسْتَعْجِلُونِيşu halde acele etmesinler