92

٩٢

وَاَطيعُوا اللّهَ وَاَطيعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُوا فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا اَنَّمَا عَلى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبينُ

(92) ve etiy’ullahe ve etiy’ur rasule vahzeru fe in tevelleytüm fa’lemu ennema ala rasulinel belağul mübin

Allah’a itaat edin ve resule itaat edin ve sakının eğer siz yüz çevirirseniz bilin ki resulümüze düşen sadece açık bir tebliğdir

(92) Obey Allah, and obey the Messenger, and beware (of evil): if ye do turn back, know ye that it is our Messenger’s duty to proclaim (the Message) in the clearest manner.

1. ve etîû allâhe : ve Allâh’a (cc.) itaat edin
2. ve etîû er resûle : ve Resûl’e itaat edin
3. vahzerû (ve ıhzerû) : ve hazer edin, sakının, çekinin
4. fe : artık, bundan sonra
5. in tevelleytum : eğer yüz çevirirseniz, dönerseniz
6. fa’lemû (fe ı’lemû) : o halde bilin
7. ennemâ : sadece
8. alâ resûli-nâ : Resûl’ümüz üzerine düşen (sorumluluk)
9. el belâgu : tebliğ
10. el mubînu : açıkça, açık

وَأَطِيعُوا itaat edinاللَّهَ Allah’aوَأَطِيعُوا itaat edinالرَّسُولَ Rasul’e deوَاحْذَرُوا ve sakınınفَإِنْ تَوَلَّيْتُمْ yüz çevirirsenizفَاعْلَمُوا bilin kiأَنَّمَا şüphesizعَلَى رَسُولِنَا Rasulü’müze düşenالْبَلَاغُ bir tebliğdirالْمُبِينُ apaçık