5

٥

وَاِنّى خِفْتُ الْمَوَالِىَ مِنْ وَرَاءى وَكَانَتِ امْرَاَتى عَاقِرًا فَهَبْ لى مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا

(5) ve inni hiftül mevaliye miv verai ve kanetimraeti akiran feheb li mil ledünke veliyya

şüphesiz ben endişeliyim benden sonra yerime geçecek yakınlarımdan hanımın ise kısırdır bana katından bir veli ihsan eyle

(5) Now I fear (what) my relatives (and colleagues) (will do) after me: but my wife is barren: so give me an heir as from thyself,

1. ve in-nî : ve muhakkak ki ben
2. hıftu : korktum
3. el mevâliye : yakınlar (velâyet sahibi olanlar, benim soyumdan gelenler)
4. min verâî : benim arkamdan, benden sonra
5. ve kânet : ve oldu
6. imreetî : benim kadınım
7. âkıran
(akere)
: akir oldu, yaşlandı (yaşlılık sebebiyle çocuğu olma özelliği kesildi)
: (kesti, sonuna geldi)
8. fe : artık, bundan sonra, bu sebeple
9. heb lî : bana bağışla
10. min ledun-ke : senin katından
11. veliyyen : bir dost, yardımcı