65

٦٥

فَوَجَدَا عَبْدًا مِنْ عِبَادِنَا اتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِنْ لَدُنَّا عِلْمًا

(65) fe veceda abdem min ibadina ateynahü rahmetem min indina ve allemnahü mil ledünna ilma

böylece kullarımızdan (vazifeli) bir kulu buldular ona vermiştik katımızdan bir rahmet ve ona göndermiştik katımızdan bir ilim

(65) So they found one of our servants, on whom we had bestowed mercy from ourselves and whom we had taught knowledge from our own

1. fe vecedâ : böylece (ikisi) buldular
2. abden : bir kul
3. min ibâdi-nâ : bizim kullarımızdan
4. âteynâ-hu : biz ona verdik
5. rahmeten : bir rahmet
6. min indi-nâ : bizim katımızdan
7. ve allemnâ-hu : ve biz ona öğrettik
8. min ledun-nâ : ledun (gizli) ilmimizden
9. ilmen : bir ilim