٧٣
قَالُوا اَتَعْجَبينَ مِنْ اَمْرِ اللّهِ رَحْمَتُ اللّهِ وَبَرَكَاتُهُ عَلَيْكُمْ اَهْلَ الْبَيْتِ اِنَّهُ حَميدٌ مَجيدٌ
(73) kalu e ta’cebine min emrillahi rahmetüllahi ve berakatühu aleykum ehlel beyt innehu hamidüm mecid
dediler siz Allah’ın emrine Allah’ın rahmetine mi şaşırıyorsunuz ve bereketi ehli beytinin üzerindedir şüphesiz o övgüye layık, şereflidir
(73) They said: dost thou wonder at Allah’s decree? the Grace of Allah and his blessings on you, O ye people of the house for he is indeed worthy of all praise, full of all glory
1. | kâlû | : dediler |
2. | e | : mı |
3. | ta’cebîne | : şaşırıyorsun |
4. | min emri allâhi | : Allah’ın emrinden (dolayı), Allah’ın emrine |
5. | rahmetu allâhi | : Allah’ın rahmeti |
6. | ve berekâtu-hu | : ve onun bereketi |
7. | aleykum | : sizin üzerinize |
8. | ehle el beyti | : ev halkı |
9. | inne-hu | : muhakkak o |
10. | hamîdun | : çok övülen, kendisine çok hamdedilendir |
11. | mecîdun | : şanı yücedir, meciddir |