18

١٨

قَالُوا اِنَّا تَطَيَّرْنَا بِكُمْ لَءِنْ لَمْ تَنْتَهُوا لَنَرْجُمَنَّكُمْ وَلَيَمَسَّنَّكُمْ مِنَّا عَذَابٌ اَليمٌ

(18) kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym
Dediler gerçekten biz sizinle uğursuzlandık yemin olsun eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size mutlaka dokunur elim bir azap

(18) The (people) said: verily we see an evil omen from you if you not cease we will surely stone you and will touch you from us a painful torment

1. kâlû : dediler
2. innâ : muhakkak biz
3. tetayyernâ : uğursuzluğa uğradık
4. bi kum : sizinle
5. le : mutlaka, elbette, gerçekten
6. in lem tentehû : eğer vazgeçmezseniz
7. le : mutlaka, elbette, gerçekten
8. nercume- enne-kum
(receme)
: biz sizi mutlaka taşlarız
: (taşladı)
9. ve le : ve mutlaka, elbette, gerçekten
10. yemesse- enne-kum
(messe)
: size mutlaka dokunacak
: (dokundu)
11. min-nâ : bizden
12. azâbun : azap
13. elîmun : elîm, acı