10

١٠

وَجَعَلَ فيهَا رَوَاسِىَ مِنْ فَوْقِهَا وَبَارَكَ فيهَا وَقَدَّرَ فيهَا اَقْوَاتَهَا فى اَرْبَعَةِ اَيَّامٍ سَوَاءً لِلسَّاءِلينَ

(10) ve ceale fiha ravasiye min fevkiha ve barake fiha ve kaddera fiha akvateha fi erbeati eyyam sevael lis sailin
Yeryüzünde sabit dağlar yerleştirdi orada bereketler (vardı) ve orada gıdalar takdir eyledi dört günde ihtiyaçlarına göre eşit olarak

(10) He set on the (earth), mountains standing firm, high above it, and bestowed blessings on the earth, and measured therein all things to give them nourishment in due proportion, in four Days, in accordance with (the needs of) those who seek (sustenance).

1. ve ceale : ve kıldı, oluşturdu
2. fî-hâ : orada
3. revâsiye : sabit dağlar
4. min : den
5. fevkı-hâ : onun üzerinde
6. ve bâreke : ve bereketli kıldı
7. fî-hâ : orada
8. ve kaddere : ve takdir etti
9. fî-hâ : orada
10. akvâte-hâ : onun rızıkları
11. : de, içinde
12. erbeati : dört
13. eyyâmin : günler
14. sevâen : musavi olarak, eşit olarak
15. li es sâilîne : isteyenler için, dileyenler için