29

٢٩

بَلْ مَتَّعْتُ هؤُلَاءِ وَابَاءَهُمْ حَتّى جَاءَهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُبينٌ

(29) bel metta’tü haülai ve abaehüm hatta caehümül hakku ve rasulüm mübin
Doğrusu ben bunları ve atalarınızı faydalandırırım hatta onlara hakikati açıklayan bir resül gelinceye kadar

(29) Yea, I have given the good things of this life to these (men) and their fathers, until the Truth has come to them, and a Messenger making things clear.

1. bel : hayır
2. metta’tu : ben metalandırdım
3. hâulâi : bunlar (onlar)
4. ve âbâe-hum : ve onların babaları, ataları
5. hattâ : oluncaya kadar
6. câe-hum(u) : onlara geldi
7. el hakku : hak
8. ve resûlun : ve bir resûl
9. mubînun : apaçık, açıklayan

بَلْ hayırمَتَّعْتُ ben faydalandırdımهَؤُلَاءِ onlarıوَآبَاءَهُمْ ve atalarınıحَتَّى جَاءَهُمْ kendilerine gelinceye kadarالْحَقُّ hakوَرَسُولٌ ve bir rasulمُبِينٌ açıklayan