٥٢
ثُمَّ قيلَ لِلَّذينَ ظَلَمُوا ذُوقُوا عَذَابَ الْخُلْدِ هَلْ تُجْزَوْنَ اِلَّا بِمَا كُنْتُمْ تَكْسِبُونَ
(52) sümme kiyle lillezine zalemu zuku azabel huld hel tüczevne illa bima küntüm teksibun
sonra zulmedenlere denir ki ebedilik azabını tadınız başkası ile mi cezalandırılacaksınız? kazanmış olduklarınızdan
(52) At length will be said to the wrongdoers: Taste ye the enduring punishment ye get but the recompense of what ye earned!
1. | summe | : sonra |
2. | kîle | : denildi |
3. | li ellezîne zalemû | : zulmedenlere |
4. | zûkû | : tadın |
5. | azâb | : azap |
6. | el huldi | : sürekli, daimî, (hâlidîne) ebedî |
7. | hel | : mi |
8. | tuczevne | : cezalandırılacaksınız |
9. | illâ | : …den başka |
10. | bi-mâ | : şey ile |
11. | kuntum | : siz oldunuz |
12. | teksibûne | : kazanıyorsunuz |