20

٢٠

وَمَا ذلِكَ عَلَى اللّهِ بِعَزيزٍ

(20) ve ma zalike alellahi bi aziz

bu Allah’a göre güç (bir şey) değildir

(20) Nor is that for Allah any great matter.

1. ve mâ : ve değildir
2. zâlike : işte bu, bu
3. alâllâhi (alâ allahi) : Allah’a
4. bi azîzin : güç, zor, büyük (bir iş)


AÇIKLAMA
Allah Tealâ, insanları yaratmaktan daha büyük bir iş olan gökleri ve yeri yarattığını bildirerek kıyamet gününde bedenleri tekrar diriltmeğe muktedir olduğunu haber vermektedir. Yüksekliğiyle, genişliğiyle, muazzamlığıyla, içindeki duran ve seyreden yıldızlarıyla şu gökleri, içinde yerleşime uygun yerleriyle, basık alçak zeminleriyle, dağlarıyla, çölleriyle, geniş alanlarıyla, denizleriyle, ağaçlarıyla, farklı çeşit, fayda, şekil ve renkte nebatatı ve hayvanlarıyla şu yeryüzünü yaratmaya muktedir olan zât, hiç ona kadir olmayabilir mi?

Ey Muhatab! Allah’ın gökleri ve yeri hikmetle, doğru ve yaraşır bir şekilde yarattığını bilmiyor musun? Onları eşsiz bir biçimde yaratmaya muktedir olan, elbette ki emirlerine karşı geldiğiniz zaman sizi yok edip, yerinize size benzemeyen yeni bir topluluk getirmeye kadirdir. Bu, Allah için imkânsız ya da güç değildir. Bilâkis kolay bir iştir.”

Kuran’da buna benzer pek çok ayet vardır: “Gökleri, yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye de kadir olduğunu görmezler mi? Evet, O her şeye kadirdir.” (Ahkaf, 46/33). “İnsan kendisini bir nutfe-den yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da “Çürümüş kemikleri kim yaratacak?” diyerek, Bize misal vermeye kalkar. Ey Muhammed! De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir.” Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız. Gökleri ve yeri yaratan, kendilerinin benzerini yaratmaya kadir olmaz mı? Elbette olur. Çünkü O, yaratan ve bilendir. Bir şeyi dilediği zaman O’nun buy ruğu sadece, o şeye “Ol” demektir, hemen olur. Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah münezzehtir.” (Yasin, 36/77-83)