47

٤٧

اَوْ يَاْخُذَهُمْ عَلى تَخَوُّفٍ فَاِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُفٌ رَحيمٌ

(47) ev ye’huzehüm ala tehavvüf fe inne rabbeküm le raufür rahiym
yahut, onları yakalanmasından (emin mi oldular?) korku veren şeylerin gerçekten Rabbimiz çok şefkatli merhametlidir

(47) Or that He may not call them to account by a process of slow wastage- for thy Lord is indeed full of kindness and mercy.

1. ev : veya
2. ye’huze-hum : onları alır, yakalar
3. alâ tehavvufin : korkuyorken, korkarken, korkar halde
4. fe : artık, buna rağmen
5. inne : muhakkak
6. rabbe-kum : sizin Rabbiniz
7. le raûfun : rauf, çok şefkatli
8. rahîmun : rahîm (rahmet nuru gönderen, merhametli)