٢٧
قَالَ اِنّى اُريدُ اَنْ اُنْكِحَكَ اِحْدَى ابْنَتَىَّ هَاتَيْنِ عَلى اَنْ تَاْجُرَنى ثَمَانِىَ حِجَجٍ فَاِنْ اَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِنْدِكَ وَمَا اُريدُ اَنْ اَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنى اِنْ شَاءَ اللّهُ مِنَ الصَّالِحينَ
(27) kale inni üridü en ünkihake ihdebneteyye hateyni ala en te’cürani semaniye hicec fe in etmemte aşran fe min indik ve ma üridü en eşükka aleyk setecidüni in şaellahü minas salihiyn
(Şuayb) dedi gerçekten sana nikah etmek istiyorum şu iki kızımdan birisini bana ücretle çalışman şartı ile sekiz sene eğer on (yılı) tamamlarsan (o da) senden buna karşı seni zorlamak istemem Allah’ın dilemesiyle beni iyilerden bulacaksın
(27) He said: I intend to wed to thee, one of these my daughters on condition that thou serve me for eight years but if thou complete ten years, it will be (Grace) from thee. But I intend not to place thee under a difficulty: thou wilt find me, indeed, if Allah wills one of the righteous.
1. | kâle | : dedi |
2. | innî | : muhakkak ki ben |
3. | urîdu | : ben istiyorum |
4. | en unkiha-ke | : sana nikâhlamak |
5. | ihdebneteyye (ihdâ ibneteyye) | : iki kızımdan biri |
6. | hâteyni | : işte bu ikisi |
7. | alâ | : üzerine, karşılık |
8. | en te’cure-nî | : bana ücretli çalışman, hizmet etmen |
9. | semâniye | : sekiz (8) |
10. | hıcecin | : seneler |
11. | fe | : böylece |
12. | in etmemte | : eğer tamamlarsan |
13. | aşran | : on (10) |
14. | fe | : artık |
15. | min indi-ke | : senin indinden, senden |
16. | ve mâ urîdu | : ve ben istemiyorum |
17. | en eşukka | : zorluk çıkarmak, mecbur etmek |
18. | aleyke | : sana, seni |
19. | setecidu-nî | : beni bulacaksın |
20. | in şâallâhu (şâe allâhu) | : inşaallah, eğer Allah dilerse |
21. | min es sâlihîne | : salihlerden |