٥
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسى بِايَاتِنَا اَنْ اَخْرِجْ قَوْمَكَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَذَكِّرْهُمْ بِاَيَّامِ اللّهِ اِنَّ فى ذلِكَ لَايَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
(5) ve le kad erselna musa bi ayatina en ahric kavmeke minez zulümati ilen nuri ve zekkirhüm bi eyyamillah inne fi zalike le ayatil li külli sabbarin şekur
gerçekten biz gönderdik musa’yı ayetlerimizle kavmini zulumattan nura çıkar onlara hatırlat (diye) Allah’ın günlerini şüphesiz bunda ibretler vardır bütün sabreden ve şükür edenler için
(5) We sent Moses with our Signs (and the command). Bring out thy people from the depths of darkness into light, and teach them to remember the days of Allah. Verily in this there are Signs for such as are firmly patient and constant, grateful appreciative.
1. | ve lekad | : ve andolsun ki |
2. | erselnâ | : biz gönderdik |
3. | mûsâ | : Musa |
4. | bi âyâti-nâ | : âyetlerimizle, mucizelerimizle, delillerimizle |
5. | en ahric | : çıkarmak |
6. | kavme-ke | : senin kavmin |
7. | min ez zulumâti | : karanlıklardan |
8. | ilâ en nûri | : nura |
9. | ve zekkir-hum | : ve onlara hatırlat, onları zikrettir |
10. | bi eyyâmi allâhi | : Allah’ın günlerini |
11. | inne | : muhakkak |
12. | fî zâlike | : bunda |
13. | le âyâtin | : elbette âyetler vardır |
14. | li kulli | : hepsi için |
15. | sabbârin | : sabredenler |
16. | şekûrin | : şükredenler |
AÇIKLAMA
And olsun ki Musa’yı ayetlerimizle, “Milletini karanlıklardan aydınlığa çı kar ve Allah’ın günlerini onlara hatır lat” diye göndermişizdir. Bunlarda, çok ça sabreden ve şükreden herkes için dersler vardır.