٦٣
وَاِذْ اَخَذْنَا ميثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ الطُّورَ خُذُوا مَا اتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاذْكُرُوا مَافيهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
(63) Ve iz ehazna misakaküm ve rafa’na fevkakümüt tur huzu ma ateynaküm bi kuvvetiv vezküru ma fihi lealleküm tettekun
O zaman sizden sağlam söz almıştık tur dağını yükselterek üstünüze tutmuştuk verdiklerimizi kuvvetle tutun ve içindekileri zikir edin olur ki sizler korunursunuz
(63) And remember We took your Covenant and We raised above you (the towering height) of Mount (Sinai) (saying): “Hold firmly to what We have given you and bring (ever) to remembrance what is therein: perchance ye may fear Allah.”
1. | ve iz | : ve olmuştu, olduğu zaman |
2. | ehaznâ | : almıştık |
3. | mîsâka-kum | : sizin misakleriniz, yeminleriniz |
4. | ve refa’-nâ | : ve biz yükselttik, kaldırdık |
5. | fevka-kum | : sizin üstünüze |
6. | et tûra | : Tur |
7. | huzû | : alın, sarılın, kendinize maledin |
8. | mâ ateynâ-kum | : size verdiğimiz şeyler |
9. | bi kuvvetin | : kuvvetle |
10. | ve uzkurû | : ve hatırlayın |
11. | mâ | : şey(ler) |
12. | fî-hi | : onun içinde |
13. | lealle-kum | : umulur ki siz, böylece siz |
14. | tettekûne | : takva sahibi olursunuz |
وَإِذْ أَخَذْنَاhani almışمِيثَاقَكُمْsizin kesin sözünüzüوَرَفَعْنَاkaldırmıştıkفَوْقَكُمْüzerinize الطُّورَtur’u daخُذُواsarılınمَا آتَيْنَاكُمْsize verdiğimize بِقُوَّةٍkuvvetleوَاذْكُرُواhatırlayın kiمَا فِيهِiçindekileriلَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ korunasınız