8

٨

قَالَ رَبِّ اَنّى يَكُونُ لى غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَاَتى عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا

(8) kale rabbi enna yekunü li ğulamüv ve kanetimraeti akirav ve kad belağtü minel kiberi itiyya

dedi ki ey Rabbim benim nasıl oğlum olur ki? hanımım kısır bulunuyor kesinlikle ben de yaşlılıkta son haddime vardım

(8) He said: O my Lord! how shall I have a son, when my wife is barren And I have grown quite decrepit From old age?

1. kâle : dedi
2. rabbî : Rabbim
3. ennâ : nasıl
4. yekûnu lî : benim olur (olabilir)
5. gulâmun : oğlan çocuğu
6. ve kânet : ve oldu
7. imreetî : benim kadınım
8. âkıran : yaşlılık sebebiyle çocuğu olmayan (çocuğu olma özelliğinden kesilen)
9. ve kad : ve olmuştu, oldu
10. belagtu : ulaştım
11. min el kiberi
(el kebîru)
: ihtiyarlıktan, ihtiyarlığa
: (büyük, yaşlı, ihtiyar)
12. ıtiyyen
(atâ)
: yaşlanarak
: (haddi aştı, hududu geçti)