٢١٠
هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا اَنْ يَاْتِيَهُمُ اللّهُ فى ظُلَلٍ مِنَ الْغَمَامِ وَالْمَلءِكَةُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاِلَى اللّهِ تُرْجَعُ الْاُمُورُ
(210) hel yenzurune illa ey ye’tiyehümüllahü fi zulelim minel ğamami vel melaiketü ve kudiyel emr ve ilellahi türceul ümur
Onlar gözetliyorlar mı? Allah kendilerine geliversin buluttan gölgeler içinde meleklerle birlikte işlerini bitiriversin halbuki bütün işler Allah’a döner
(210) Will they wait until Allah comes to them in canopies of clouds, with angels (in his train) and the question is (thus) settled? but to Allah do all questions go back (for decision).
1. | hel | : mı |
2. | yenzurûne | : bakıyorlar, gözlüyorlar, bekliyorlar |
3. | illâ | : illâ, mutlaka |
4. | en ye’tiye-hum(u) | : onlara gelmesi |
5. | allâhu | : Allah |
6. | fî zulelin | : gölgede, gölgeler içinde |
7. | min el gamâmi | : bulutlardan |
8. | ve el melâiketu | : ve melekler |
9. | ve kudiye | : ve bitirilmesi, yerine getirilmesi |
10. | el emru | : emir, iş |
11. | ve ilâllâhi (ilâ allâhi) | : ve Allah’a |
12. | turceu | : döndürülür |
13. | el umûru | : emirler, işler |
هَلْmiيَنظُرُونَgözlüyorlarإِلَّا أَنْ يَأْتِيَهُمْkendilerine gelmesini اللَّهُAllah’ınفِيiçindeظُلَلٍgölgeliklerمِنْ الْغَمَامِbuluttanوَالْمَلَائِكَةُve meleklerin وَقُضِيَve gerçekleşmesiniالْأَمْرُemrinوَoysa kiإِلَى اللَّهِAllah’aتُرْجَعُdöndürülürالْأُمُورُbütün işler