١١٠
وَاَقيمُوا الصَّلوةَ وَاتُوا الزَّكوةَوَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّهِ اِنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصيرٌ
(110) Ve ekiymus salate ve atüz zekah ve ma tükaddimu li enfüsiküm min hayrin teciduhü indellah innellahe bi ma ta’melune besiyr
Namazı kılın ve zekatı verin önceden ne görürseniz nefsiniz için hayır olarak onu bulursunuz Allah katında şüphesiz Allah yaptıklarınızı görendir
(110) And be steadfast in prayer and regular in charity: and whatever good ye send forth for your souls before you, ye shall find it with Allah: for Allah sees well all that ye do.
1. | ve ekîmu | : ve gereği üzere yerine getirin, kılın |
2. | es salâte | : namaz |
3. | ve âtû | : ve verin |
4. | ez zekâte | : zekât |
5. | ve mâ tukaddimû | : ve takdim ettiğiniz, sunduğunuz şey |
6. | li enfusi-kum | : nefsleriniz için, kendiniz için |
7. | min hayrin | : hayırdan |
8. | tecidû-hu | : onu bulursunuz |
9. | inde allâhi | : Allah’ın katı |
10. | inne | : muhakkak ki |
11. | allâhe | : Allah |
12. | bi mâ | : şeyi |
13. | ta’melûne | : yapıyorsunuz |
14. | basîrun | : en iyi gören |
وَأَقِيمُواdosdoğru kılınالصَّلَاةَnamazıوَآتُواverinالزَّكَاةَzekatıوَمَا تُقَدِّمُواne gönderirseniz لِأَنفُسِكُمْkendiniz içinمِنْ خَيْرٍhayırdanتَجِدُوهُonu bulursunuzعِنْدَ اللَّهِallah katındaإِنَّşüphesizاللَّهَallahبِمَا تَعْمَلُونَyaptıklarınızıبَصِيرٌhakkıyla görendir