31

٣١

اِنَّا اَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ صَيْحَةً وَاحِدَةً فَكَانُوا كَهَشيمِ الْمُحْتَظِرِ

(31) inna erselna aleyhim sayhatev vahideten fekanu keheşimil muhtezir
Biz onların üzerine gönderdik bir sayha ses neticede oluverdi kuru ot, ağıl çırpısı gibi

(31) For We sent against them a single Mighty Blast, and they became like the dry stubble used by one who pens cattle.

1. in-nâ : muhakkak ki biz
2. erselnâ : biz gönderdik
3. aleyhim : onların üzerine
4. sayhaten : sayha, korkunç ses dalgası
5. vâhideten : bir, tek
6. fe : böylece
7. kânû : onlar oldular
8. ke heşîmi : kuru ot gibi
9. el muhteziri : döküntü halinde, ufalanmış

إِنَّاçünkü bizأَرْسَلْنَاgönderdikعَلَيْهِمْonların üzerineصَيْحَةً çığlıkوَاحِدَةًbir tekفَكَانُوا böylece onlar oluverdilerكَهَشِيمِ kuru ot gibiالْمُحْتَظِرِağıldaki çalı-çırpı olan