١٧
يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ
(17) yetufu ‘aleyhim veldanun muhalledune
Etrafında dolaşır ebediliğe erdirilmiş hizmetçiler
(17) Round about them will (serve) youths of perpetual (freshness),
1. | yetûfu | : tavaf eder, döner, dolaşır |
2. | aleyhim | : onları, etrafını |
3. | vildânun | : genç çocuklar, gençler |
4. | muhalledûne | : halidin olanlar, ölümsüz olanlar, devamlı kılınanlar |