٣٠
وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِى اتَّخَذُوا هذَا الْقُرْانَ مَهْجُورًا
(30) ve kaler rasulü ya rabbi inne kavmit tehazu hazel kur’ane mehcura
Resul der: ey Rabbim! gerçekten kavmim bu kur’an’ı terk edilmiş bir şey gibi tuttular
(30) Then the Messenger will say: “O my Lord! Truly my people took this Quran for just foolish nonsense.”
1. | ve kâle | : ve dedi |
2. | er resûlu | : resûl |
3. | yâ rabbi | : ey Rabbim |
4. | inne | : muhakkak |
5. | kavmî | : benim kavmim |
6. | ittehazû | : edindiler |
7. | hâzâ | : bu |
8. | el kur’âne | : Kur’ân |
9. | mehcûran | : ayrılmış, uzaklaşılmış, terkedilmiş olan |