58

٥٨

وَاِنْ مِنْ قَرْيَةٍ اِلَّا نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيمَةِ اَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَديدًا كَانَ ذلِكَ فِى الْكِتَابِ مَسْطُورًا

(58) ve im min karyetin illa nahnü mühlikuha kable yevmil kiyameti ev müazzibuha azaben şedida kane zalike fil kitabi mestura
hiçbir memleket yok ki onu kıyamet kopmadan önce biz helak etmiş olmayalım yahut onu çekmiş olmayalım şedit bir azaba bu hüküm, kitapta yazılıdır

(58) There is not a population but we shall destroy it before the day of judgment or punish it with a dreadful penalty: that is written in the (internal) record.

1. ve in : ve ise, olursa
2. min karyetin : bir ülke, bir şehir
3. illâ : ancak, yalnız (öyle olur)
4. nahnu : biz
5. muhlikû-hâ : onu helâk edenler, helâk ediciler
6. kable : önce
7. yevmi el kıyâmeti : kıyâmet günü
8. ev : veya
9. muazzibû-hâ : ona azap ediciler, azap edenler
10. azâben şedîden : şiddetli azap
11. kâne : oldu
12. zâlike : işte bu
13. fî el kitâbi : kitapta (vardır)
14. mestûren : yazılmış, yazılı (satırlandırılmış) olarak