81

    RevelationCuzPageSurah
    92 590Nisa(4)

٨١

وَيَقُولُونَ طَاعَةٌ فَاِذَا بَرَزُوا مِنْ عِنْدِكَ بَيَّتَ طَاءِفَةٌ مِنْهُمْ غَيْرَ الَّذى تَقُولُ وَاللّهُ يَكْتُبُ مَا يُبَيِّتُونَ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ وَكَفى بِاللّهِ وَكيلًا

(81) ve yekulune taatün fe iza berazu min indike beyyete taifetüm minhüm ğayrallezi tekul vallahü yektübü ma yübeyyitun fe a’rid anhüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekila

sana itaat ederiz derler senin yanından ayrılınca onlardan bir taife geceleri toplanarak söylediklerinin tam tersine konuşurlar Allah yazıyor onların geceleri uydurdukları tezviratı onlardan yüz çevir Allah’a tevekkül et Allah vekil olarak kafidir

(81) They have obedience on their lips but when they leave thee, a section of them meditate all night on things very different from what thou tellest them. But Allah records their nightly (plots): so keep clear of them, and put thy trust Allah, and enough is Allah.

1. ve yekûlûne : ve diyorlar
2. tâatun : itaat, bağlılık, kabul etme
3. fe : sonra
4. izâ berezû : ayrıldıkları zaman
5. min indi-ke : senin yanından
6. beyyete : gece gizlice plân kurdular
7. tâifetun : bir tâife, bir grup
8. min-hum : onlardan
9. gayre : dışında, başka, başka birşey
10. ellezî : o, …olan
11. tekûlu : sen söylüyorsun, söylersin
12. ve allâhu : ve Allah
13. yektubu : yazıyor
14. : şey
15. yubeyyitûne : geceleyin gizlice kuruyorlar
16. fe : artık
17. a’rıd : yüz çevir
18. an-hum : onlardan
19. ve tevekkel : ve tevekkül et, güven
20. alâ allâhi : Allah’a
21. ve kefâ bi : ve kâfi, yeterli
22. allâhi : Allah
23. vekîlen : vekil olarak

وَيَقُولُونَ derlerطَاعَةٌ itaatفَإِذَا بَرَزُوا ayrıldıkları zaman daمِنْ عِنْدِكَ senin yanındanبَيَّتَ طَائِفَةٌ bir grupمِنْهُمْ onlardanغَيْرَ aksiniالَّذِي تَقُولُ senin dediğininوَاللَّهُ halbuki Allahيَكْتُبُ yazıyorمَا يُبَيِّتُونَ geceleyin ne kurduklarınıفَأَعْرِضْo halde yüz çevirعَنْهُمْ onlardanوَتَوَكَّلْ ve tevekkül etعَلَى اللَّهِ Allah’aوَكَفَى şüphesiz yeterبِاللَّهِ Allahوَكِيلًا vekil olarak