66

٦٦

قَدْ كَانَتْ ايَاتى تُتْلى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ عَلى اَعْقَابِكُمْ تَنْكِصُونَ

(66) kad kanet ayati tütla aleyküm fe küntüm ala a’kabiküm tenkisun
Şüphe yok ki karşınızda ayetlerim okunuyordu da bunun üzerine sizler arkanızı dönüp uzaklaşıyordunuz

(66) My Signs used to be rehearsed to you, but ye used to turn back on your heels

1. kad : olmuştur
2. kânet : idi, oldu
3. âyâtî : âyetlerim
4. tutlâ : okunuyor
5. aleykum : size
6. fe : o zaman
7. kuntum : siz oldunuz
8. alâ a’kâbi-kum : topuklarınız üzerinde
9. tenkisûne : dönüp kaçıyorsunuz