48

٤٨

ثُمَّ يَاْتى مِنْ بَعْدِ ذلِكَ سَبْعٌ شِدَادٌ يَاْكُلْنَ مَا قَدَّمْتُمْ لَهُنَّ اِلَّا قَليلًا مِمَّا تُحْصِنُونَ

(48) sümme ye’ti mim ba’di zalike seb’un şidadüy ye’külne ma kaddemtüm lehünne illa kalilem mimma tuhsinun

sonra gelecek arkasından yedi şiddetli kurak yıl yiyip bitirecek daha önce biriktirdiklerinizi ancak sakladıklarınızdan az bir miktar (hariç)

(48) Then will come after that (period) seven dreadful (years), which will devour what ye shall have laid by in a advance for them, (all) except a little which ye shall have (specially) guarded.

1. summe : bir süre sonra
2. ye’tî : gelecek, gelir
3. min ba’di : …dan sonra
4. zâlike : bu
5. seb’un : yedi (7)
6. şidâdun : şiddetli, kuvvetli, zor
7. ye’kulne : yiyecekler, yerler
8. mâ kaddemtum : önceden sakladığınız, takdim ettiğiniz, hazırladığınız şeyler
9. lehunne : onlar için
10. illâ : dışında, hariç
11. kalîlen : azı
12. mimmâ (min mâ) : şey(ler)den
13. tuhsinûne : biriktiriyorsunuz, saklıyorsunuz