٥٦
اِنّى تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّهِ رَبّى وَرَبِّكُمْ مَامِنْ دَابَّةٍ اِلَّا هُوَ اخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا اِنَّ رَبّى عَلى صِرَاطٍ مُسْتَقيمٍ
(56) inni tevekkeltü alellahi rabbi ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahizüm binasiyetiha inne rabbi ala siratim müstekiym
şüphesiz ben tevekkül ettim benim ve sizin Rabbiniz olan Allah’a hiçbir mahluk yok ki tutmuş olmasın o’nun alnındaki (kader hükmünü) şüphesiz benim Rabbim doğru yol üzerindedir
(56) I put my trust in Allah, my Lord and your Lord there is not a moving creature, but he hath grasp of its fore lock. Verily, it is my Lord that is on a straight path.
1. | in-nî | : muhakkak ki ben |
2. | tevekkeltu | : tevekkül ettim |
3. | alâ allâhi | : Allah’a |
4. | rabbî | : benim Rabbim |
5. | ve rabbi-kum, | : ve sizin Rabbiniz |
6. | mâ min dâbbetin | : (hiç)bir dabbe (yürüyen canlı mahlûk) yoktur |
7. | illâ | : …den başka, ancak, olmasın |
8. | huve | : o |
9. | âhızun | : alan, tutan |
10. | bi nâsıyeti-hâ | : onun perçemini (saçların alındaki kısmını) |
11. | inne | : muhakkak |
12. | rabbî | : benim Rabbim |
13. | alâ sırâtın mustekîmin | : Sıratı Mustakîm üzeredir (Sıratı Mustakîm’in kontrolü Allah’tadır) |