٨١
بَلى مَنْ كَسَبَ سَيِّءَةً وَاَحَاطَتْ بِه خَطيَتُهُ فَاُولءِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فيهَا خَالِدُونَ
(81) Bela men kesebe seyyietev ve ehatat bihi hatiy’etühu fe ulaike ashabün nar hüm fiha halidun
Hayır kim günah kazanırsa ve ona günahları kendileri kuşattı işte onlar ateş ehlidirler onlar orada ebedi olarak kalacaklar
(81) Nay, those who seek gain in evil, and are girt round by their sins – they are companions of the fire: therein shall they abide (forever).
1. | belâ | : bilâkis, hayır, öyle değil |
2. | men | : kimse |
3. | kesebe | : kazandı |
4. | seyyieten | : günah |
5. | ve ehâtat | : ve kuşattı |
6. | bi-hi | : onu |
7. | hatîetu-hu | : onun hataları |
8. | fe | : artık |
9. | ulâike | : işte onlar |
10. | ashâbu en nâri | : ateş halkı |
11. | hum | : onlar |
12. | fî-hâ hâlidûne | : orada devamlı kalacak olanlardır |
بَلَىhayırمَنْkimكَسَبَkazanırسَيِّئَةًbir kötülükوَأَحَاطَتْve kuşatırsaبِهِkendisini خَطِيئَتُهُgünahıفَأُوْلَئِكَişte onlarأَصْحَابُhalkıdırالنَّارِateşهُمْonlarفِيهَاoradaخَالِدُونَsürekli kalıcıdırlar