126

١٢٦

وَاِنْ عَاقَبْتُمْ فَعَاقِبُوا بِمِثْلِ مَا عُوقِبْتُمْ بِه وَلَءِنْ صَبَرْتُمْ لَهُوَ خَيْرٌ لِلصَّابِرينَ

(126) ve in akabtüm fe akibu bi misli ma ukibtüm bih ve lein sabertüm le hüve hayrul lissabirin
eğer ceza verecekseniz ceza verin size yapılanın aynı misli ile ona yemin olsun eğer sabrederseniz bu daha hayırlıdır sabredenler için

(126) And if ye do catch them out, catch them out no worse than they catch you put: but if ye show patience, that is indeed the best (course) for those who are patient.

1. ve in : ve eğer
2. âkabtum : siz ceza verdiniz, ikab ettiniz
3. fe âkıbû : o taktirde ceza verin, cezalandırın
4. bi misli : misli ile, nispetle
5. mâ ûkıb-tum : sizin cezalandırıldığınız şey
6. bi-hî : onunla
7. ve le in : ve eğer gerçekten
8. sabertum : siz sabrettiniz
9. le huve : elbette o
10. hayrun : daha hayırlıdır
11. li es sâbirîne : sabredenler için