54

    RevelationCuzPageSurah
    84 21409Rum(30)

٥٤

اَللّهُ الَّذى خَلَقَكُمْ مِنْ ضَعْفٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ ضَعْفٍ قُوَّةً ثُمَّ جَعَلَ مِنْ بَعْدِ قُوَّةٍ ضَعْفًا وَشَيْبَةً يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ وَهُوَ الْعَليمُ الْقَديرُ

(54) allahüllezi halekaküm min da’fin sümme ceale mim ba’di da’fin kuvveten sümme ceale mim ba’di kuvvetin da’fev ve şeybeh yahlüku ma yeşa’ ve hüvel alimül kadir
Allah o ki sizi zayıf olarak yaratmış sonra vermiş bu zayıflığın arkasında bir kuvvet sonra bu kuvvetin arkasından sonra getirmiştir zayıflık ve ihtiyarlık hali o, dilediğini yaratır o, bilen, kudret sahibidir

(54) It is Allah Who created you in a state of (helpless) weakness, then gave (you) strength after weakness, then after strength, gave (you) weakness and a hoary head he creates as He wills, and it is He Who has all knowledge and power.

1. allâhu : Allah
2. ellezî : ki o
3. halaka-kum : sizi yarattı
4. min da’fin : güçsüz, zayıf (bir şeyden)
5. summe : sonra
6. ceale : yarattı, kıldı
7. min ba’di : sonradan, sonra
8. da’fin : güçsüz, zayıf
9. kuvveten : kuvvet, güç
10. summe : sonra
11. ceale : kıldı, verdi
12. min ba’di : sonradan, sonra
13. kuvvetin : kuvvet, güç
14. da’fen : zayıflık, kuvvetsizlik
15. ve şeybeten : ve yaşlılık
16. yahluku : yaratır
17. mâ yeşâu : dilediğini
18. ve huve : ve o
19. el alîmu : en iyi bilen
20. el kadîru : kaadir olan, gücü yeten


AÇIKLAMA
İnsan Hayatının Merhaleleri:

“Sizi bir zaaftan yaratan, sonra diğer bir zaafın ardından size kuvvet veren, sonra kuvvetin ardından tekrar güçsüzlük ve yaşlılık veren Allah’tır.”

Yani insanın yaradılışının çeşitli merhalelerinde, bir halden diğerine geçmesini takdir eden Allah’tır. O, insanın aslını topraktan, sonra nutfeden, sonra kan pıhtısından, sonra da et parçasından kılmıştır. Daha sonra onun kemiklerini meydana getirmiş, sonra kemiklere et giydirmiş ve buna ruhu üflemiştir. Sonra da onu annesinin karnından zayıf, güçsüz, kuvvet­siz olarak çıkartmıştır.

Ayette geçen “min da’fin” kelimesi onu başlangıçta zayıf olarak yarattı demektir.

İnsanoğlu yavaş yavaş büyür, önce çocuk olur. Sonra bulûğ çağındaki bir genç olur. Gençlik devresi, güçsüzlükten sonraki kuvvet devridir.

Daha sonra da yetişkinlikten itibaren yaşlılığa ve ihtiyarlığa doğru gi­den güçsüzlük devri gelir. Bu devir de kuvvetten sonraki güçsüzlük devri­dir. Artık gayret ve hareketlilik zayıflar, görünen ve görünmeyen vasıflar değişmeye başlar.

Bu bir halden diğerine geçiş, değişim ve tedricî gelişim yaratıcı ilâhî kudrete delildir ve müşriklerin inkâr ettikleri öldükten sonra dirilişin bur­hanıdır. Zira bu değiştirmeye ve geliştirmeye muktedir olan ilk hayata ay­nı şekilde çevirmeye de muktedirdir. Kudreti mükemmel ve ihatalı olan bi­rini insanın nisbî kudretiyle karşılaştırmak doğru değildir. Ne ilk yaratılış­ta, ne de tekrar iade edilmede hiçbir şey Onu âciz bırakamaz.

“O dilediğini yaratır. O her şeyi gayet iyi bilen, her şeye kadir olandır.” Yani o dilediği şeyi yapar. Güçsüzlük, kuvvet, ilk defa yaratma, diriltme gi­bi dilediği her şeyi vareden ve eşsiz bir şekilde yaratandır. Kullarında dile­diği şekilde tasarrufta bulunur.

O mahlûkatının idaresini tam bir ilimle gayet iyi bilen, dilediğine mü­kemmel ve ihatalı bir kudretle muktedir olandır. Onun kudretinin eserle­rinden biri insanlara hayat vermek, öldürmek, sonra dilediği zaman onları yeniden diriltmektir.